YEREL

TAN AĞARIRKEN…

28.05.2022 - Cumartesi 14:28

TAN AĞARIRKEN…

Gece saat 03.00… Ve ben Anadolu düşü ile uykudan uyandım. Anadolu’da asırlardır yaşayan tek bir milleti düşündüm. Tarihin neresinden başlamalıyım ve anlatmalıyım diye kendime sordum. Aslında nereden başlayacağımı biliyordum ama yine de kendime sormak istedim. Keşke sormaz olsaydım! Nedir derdin bu saatte, ne arıyorsun git yat ama nafile bir kere kafama koymuşum. Aşığın dediği gibi ‘gönül ferman dinlemez.’ Eh ne diyelim. Uykudan uyanmışız bir kere…

Kadim topraklar Anadolu üzerinde çok çeşit etnik ve çok kültürlü insanlar yaşamıştır ve bu süreçte birçok medeniyet kurulmuş ve yıkılmıştır. O günlerden bugünlere gelecek olursak, bir yerden başlamalıyım ama neresinde başlasam? Çünkü Anadolu toprakları üzerinde birden çok millet ve çok kültürlü halk yaşamıştır dedik ya bu yüzden başlamak zordur.

Hititlerden mi başlasam dedim çoktan unutulmuştur. Doğu Avrupa Hun İmparatoru Atila’dan mı söz etsem dedim, o da çok gerilerde kaldı. Peki Selçuklu İmparatorluğun kurucusu Alpaslan’ı anlatsam, dinlerler mi emin değilim. Kudüs’ü işgal etmek için Hıristiyan papazların ve lordların başlattığı haçlı seferlerini mi anlatsam, hatırlatmaya gerek yok! Peki bu gece yarısı derdin nedir? Debelenip duruyorsun. Git yat dedim olmadı, yapamadım. Moğol istilalarını anlatsam olur mu, kim dinler ki? Hadi canım ne diyeceksen de sonrada git zıbar yat! O da olmadı yapamadım.

Kadim Anadolu toprakları üzerinde çok hizmetler etmiş, günümüze kadar düşünceleri gelmiş Hacı Bektaşi Veli’yi anlatsam dedim. Fakat şimdi sırası değil, başka zaman anlatırsın dedim. Çekip gidecektim birden bire durdum! Osmanlı kuruluşunu anlatsam olabilir mi? Yok onu yalan yanlış anlatan var, kimseyi inandıramazsın. Peki Fatih Sultan Mehmet’i anlatsam olmaz dedim neden olmasın fakat anlatamazsın çünkü herkes Fatih’i hiç okumadan, öğrenmeden anlatıyor. Seni dinlemezler… Ondan da vazgeçtim. Peki Asya Hint İmparatoru Emir Timur Hanı anlatsam, bilen yok! Biri çıkar da ‘kimdir bu Emir Timur’ diye sorabilir, canım sıkılır. Peki Anadolu’ da haksızlığa karşı isyan eden Türkmenleri anlatsam mı acaba dedim. Kendi kendime hadi canım başka işin yok mu dedim. Tam kalkıp gidiyordum ki birden bire aklıma geliverdi en iyisi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlatayım dedim. Düşündüm neden olmasın?

Atatürk dedim de aklıma geldi. Çok ayıp ettim! Sanki unutmuşum gibi oldu. Hiç unutur muyum? Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak unutursam taş olayım, kanım kurusun.

Kimdir ATATÜRK ve hayatı boyunca neler yapmış bir bakalım dedim.

Ancak Büyük Önderi bizim tarih kitaplarından veya kendi tarihçilerimizden değil de en iyisi yabancı devlet adamlarının gözünden anlatmaya karar verdim.

Bu günlerde (Yapı Kredi Yayınları) tarafından hazırlanan ve basılan Nutuk’u okuyorum. Giriş şöyle: “1335 senesi Mayıs ayının on dokuzuncu günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara’i umumiye) diye başlıyor. Neymiş o manzara? Osmanlı Devleti Birinci Cihan Harbinde yenik düşmüş, devlet otoritesi kayıp olmuş, müttefik bildikleri devletler tarafından gizli mahfillerde aralarında Osmanlı topraklarını pay etmişler. Pay ettikleri topraklara askerlerini çıkarmış ve bilfiil işgal etmişler. Bunlar kimlerdir tek tek anlatmaya gerek yok, zaten herkes biliyor kanaatindeyim. Çünkü kimden söz ettiğimi Anadolu toprağın onurlu insanları biliyor. Mustafa Kemal önderliğindeki milli mücadele harekatı başladığında Mustafa Kemal’in tek hedefi vardı; sınırları beli olan toprak parçası ve üzerinde yaşayan halkın yasalar karşısında eşit yurttaş olması hedefi… İşte Mustafa Kemal bunları başardı. Yalnız Anadolu’da yaşayan Türk milletinin önderi olmadı. Yaptıkları devrimlerle dünyada mazlum milletlerin kurtarıcısı ve önderi durumuna yükseldi.

ATATÜRK Cumhuriyetin kuruluşundan sonra yaptığı devrimleri, başta eğitim olmak üzere; sanayide, tarımda, ekonomide ve kalkınmadaki başarılarıyla pekiştirdi. Yaptıklarıyla halkın güvenini kazandı. Halk onun yaptıklarını çok kısa zamanda benimsedi. Ancak ölümünden sonra bu toprakların ve milletin düşmanları zaman kayıp etmeden harekete geçtiler. O güne kadar halkın yararına yapılan ne varsa hepsini tersine çevirmek için önce taraftar buldular, sonra o taraftarları karanlık mahfillerde yetiştirdiler. Sonra bizleri bir birimize düşman etmek için ‘sendendir, bendendir’ diye ikilik yaratılar. Sonra gaflet uykusuna dalan bizlerin gözü önünde Türk halkının elinde ne var ne yok özelleştirme adı altında hepsini aldılar.

Bu çatı çökerse hepimiz altında kalırız. Kimse suçlu değil, olan olmuş. Her insan yanlış yapabilir. Zaten yanlışın yapıldığı an yanlış olduğunu bilseler eminim hiç kimse yanlışı yapmaz.

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak bu toprakları seviyorum. Asırlardır bu topraklarda yaşıyorum. Çünkü atalarımdan miras kaldı ve kimseye yedirmem! Gelecek nesillere bırakmak için sahip çıkmak zorundayım. Herkesin düşmanı var ama (küçük Asya dedikleri) Anadolu yarım adasının düşmanı daha çoktur. Sahip çıkmam lazım. Çünkü yapacak çok işimiz var.

Gelelim yabancıların gözünden Atatürk’e…

2015 yılında Japonya’dan gelerek Ankara’ya yerleşen Japon bilim insanı makalesinde şöyle diyor: “Bir millet kendi kendinin yok oluşunu seyrediyor.” Daha ne desin? Hepsini tek cümlede anlatmış, hepimizi uyarmış. Üzerine düşen insanlık vazifesini yapmış. Kısacası Japon bilim adamı, makalesinde bilimsel olarak analizini yapmış, sonucunu bize özetlemiş.

Atatürk; ün vefat ettiği 10 Kasım günü İtalyan Radyosu dünyaya bir anons geçiyor ve şöyle sesleniyor; ‘Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜR vefat etti. Sezar, Büyük İskender, Napolyon ayağı kalkın büyüğünüz geliyor. (İtalyan Kralı Sezar, Makedonyalı komutan Büyük İskender, Fransız Komutan Napolyon… Bu üç lider kendi zamanında çok büyük işler başarmış ve adlarını tarihe yazdırmış kişilerdir. Demek ki Mustafa Kemal ATATÜRK bunlardan daha büyük işler başarmıştır ki İtalyan radyosunun spikeri bu anonsuyla dünyaya Atatürk’ün ne kadar büyük bir lider olduğu haberini veriyor.

(Franklin Roosevelt. ABD Başkanı)

“Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahî çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu.”

(D. Lloyd George. İngiltere Başbakanı)

“Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Ulusunu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıftan halkın O’nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye’nin Ata’sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir.”

(V. İliç Lenin. Rus İhtilali Lideri)

“Paşa, size nasıl hayran olmayayım? Ben Fransa’da laik bir hükümet kurmuştum. Bu hükümeti Papa’nın Paris’teki temsilcisinin yardımı ile papazlar devirdi. Sizse bir Halifeyi kovdunuz ve gerçek anlamıyla laik bir devlet kurdunuz. Siz, bu taassup içinde laikliği bu topluma nasıl kabul ettirdiniz? Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur.”

(Edouard Herriot. Fransa Eski Başbakanı)

“Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapanlar, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.”

(Eleftherios Venizelos. Yunanistan Başbakanı)

“Kemal Atatürk için daimi bir anıt tesisi münasebetiyle Türkiye’ye tebriklerimi arz ile gurur duyuyorum. O’nun gösterdiği yolda yürüyen büyük ulusunuz çok önemli başarılar elde etmiştir. Türk birliğinin ve ilerleyişinin mimarı Atatürk’ün hatırasını anmak için yapılan bu tören, dünyanın her tarafından hür insanlara ilham kaynağı olmuş bir zata çok yerinde bir saygıdır.”

(Dwight D. Eisenhower. ABD Başkanı)

“Sakarya Savaşı, Sakarya Zaferi, yirmi yaşımın en kuvvetli hatırası olmuştur. O zamanlar, kendi kendime diyordum: Acaba ben de ulusumu böylesine seferber edemez miyim, onun ruhuna kurtarıcı hamleyi, bu dizgin tanımaz ihtirası aşılayamaz mıyım?”

(Charles de Gaulle. Fransa Devlet Başkanı)

“O, Türkiye’yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti. Kemal Atatürk’ün ölümüyle Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde Hind Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?”

(Muhammed Ali Cinnah. Pakistan’nın Kurucusu)

“Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük liderlerinden biri değildir. Biz Pakistan’da O’nu, gelmiş geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. O, yalnız sizin ulusunuzun sevgili önderi değildir. Dünyadaki bütün Müslümanlar, gözlerini sevgi ve hayranlık duygularıyla O’na çevirmişlerdir.”

(Nikita S. Hruşçef. Sovyetler Birliği Başkanı)

“Atatürk adı insana bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihî başarılarını, Türk Ulusuna ilham veren önderliğini, modern dünyayı anlayışındaki ileri görüşlülüğü ve bir askeri önder olarak kudret ve cesaretini hatırlatmaktadır. Şüphesiz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu ve o zamandan beri Atatürk’ün ve Türkiye’nin giriştiği derin ve geniş devrimler kadar bir ulusun kendisine olan güvenini daha başarıyla belirten bir başka örnek gösterilemez.”

(John F. Kennedy. ABD Başkanı)

“Kemal Atatürk veya bizim O’nu o zamanlar tanıdığımız ismiyle Kemal Paşa, gençlik günlerimde benim kahramanımdı. Büyük devrimlerini okuduğum zaman çok duygulandım. Türkiye’yi modernleştirme yolunda, Atatürk’ün giriştiği genel çabayı büyük bir takdirle karşıladım. O’nun dinamizmi, yılmaz ve yorulmak bilmezliği insanda büyük bir etki yaratıyordu. O, Doğuda modern çağın yapıcılarından biridir. O’nun en büyük hayranları arasında bulunmakta devam ediyorum.”

(Ludwig Erhard. Batı Almanya Başbakanı)

“Mustafa Kemal ismini bundan 50 yıl önce seçkin bir Türk komutanı olarak duymuştuk. Daha sonra barışın kuruluşuyla devlet adamlığı özelliklerini ortaya koymak fırsatını elde etmesi, büyük millî önderlerden biri olarak O’na tarihin en yüce mevkilerinden birini kazandırmıştır. O kahraman ve cesur askeri saygıyla, modern Türkiye’nin gerçek babası olan devlet adamını da hayranlık ve şükranla anıyoruz.”

(Hayato İkeda. Japonya Başbakanı)

“Ben Türk - Alman dostluğunu yakından tanıyan bir neslin çocuğuyum. Küçük yaşımda bir adamın kahramanlıklarını, yaptığı hizmetleri, ülkesi için giriştiği özverileri gördüm. Bu adam Mustafa Kemal’di. Bugün daha iyi kavrıyorum ki, o insan büyük bir devlet adamıydı. Büyüktü, çünkü ölçüyü korumasını her zaman bildi ve eserini tehlikeye sokacak sınırları aşamadı. Yürekliliğin ve kendi yürekliliğinin sınırlarını da çizebilecek kadar anlayışlıydı.”

(Joseph Luns. Hollanda Dışişleri Bakanı)

“Asker - devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biriydi. Kendisi, Türkiye’nin en ileri memleketler arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Gene O, Türklere bir milletin büyüklüğünün temel taşını oluşturan, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir. Ben Atatürk’ün sadık arkadaşlarından biri olmakla büyük övünç duyuyorum.”

(General Douglas MacArthur. ABD Uzak Doğu Kuvvetleri Başkomutanı)

“Marmara kıyısındaki sıcak, toz toprak içinde, eciş bücüş yollu ikinci sınıf kıyı kasabası Mudanya’da, Batı ile Doğu karşı karşıya geldiler. İsmet Paşa ile görüşecek Müttefik generallerini taşıyan İngiliz sancak gemisi ‘İron Duke’nin kül rengi öldürücü kulelerine rağmen, Batılılar buraya barış dilenmeye geliyordu; yoksa barış istemeye, ya da şartlarını dikte etmeye değil... Bu görüşmeler, Avrupa’nın Asya üzerindeki egemenliğinin sonucunu gösteriyor. Çünkü Mustafa Kemal, herkesin bildiği gibi, Yunanlıları silip süpürmüştü.”

Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk için daha yüzlerce, binlerce övgü dolu sözleri yabancı devlet adamlarından duymak mümkün. Bu yazımda sadece onlardan birkaçını yazdım.

O, öylesine büyük bir askeri komutan, devlet adamı, vatan ve millet sevgisiyle yüreği dolup taşan bir liderdi ki, O’nu anlatmak öyle birkaç sayfa ile sınırlanamaz. İşte böyle bir liderin aşığı bir milletin ferdi olmaktan gurur duyuyorum.

Saygılarımla

YORUM YAZ