YEREL

YENİ DÜNYA DÜZENİ ve TÜRKİYE…

07.05.2022 - Cumartesi 22:31

YENİ DÜNYA DÜZENİ ve TÜRKİYE…

Avrupa, ABD hegemonyasından kurtulmak için dönüşü olmayan çok kutuplu yaşama geçmenin doğum sancılarının belirtileri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bunu gören Dünya milletleri (Devletler) oturdukları yerden bağırmaya ve seslerini yükseltmeye başladılar. Ukrayna-Rus savaşıyla birlikte ABD’nin bu gelişmeyi durdurmaya gücünün yetmeyeceğini yakın zamanda hep birlikte göreceğiz. ABD’nin içinde olmadığı İngiltere öncülüğünde mini bir kuzeybatı paktı kurmaya çalışılıyor. Ne kadar başarılı olacaklar zaman gösterir.

Diğer taraftan ABD baskısı ile NATO’nun genişlemeyi sürdürmeye çalışıyor olması. Fransa ile Almanya bundan son derece rahatsız ve kısa zaman önce Fransa Cumhurbaşkanı, ‘NATO’nun beyni ölü, işlevi sona erdirmeli’ demişti. Doğru söylemiş! Taşlar tek tek yerine oturmaya başlıyor gibi.  Amerika olmadan Avrupa’nın, İngiltere öncülüğünde kuzeybatı savunma paktı oluşturmaya çalışması diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte hareket edecek olurlarsa başarılı olacaklarına benziyor. Bu sefer Türkiye ve Rusya dışında kimseyi aralarını almayabilirler. Ancak bu sefer çok kutuplu olmadan gerçekleşmeyeceği kesin başka kıtalardan da yeni ortaklar olacak mı zaman gösterecek.

Ukrayna-Rus Savaşı 1960’lı yılarda dilendirilen yeni dünya kurulacak, herkes yerini alacak söylemini hayata geçirmeyi hızlandıracak gibi görünüyor.

Bu savaş nedeniyle ABD tarafından seslendiren Rusya karşı yapılacak yaptırımlara İsrail sesiz kalarak katılmadı. Bundan ABD son derece rahatsız oldu. Ukrayna ‘Demir Kubbe’ savunma sistemleri satın almak istemişti ancak İsrail ret etmiş, savunma sistemlerini Ukrayna’ya vermemişti.

Avrupa toprakları üzerinde bunlar yaşanırken diğer taraftan Çin ve Rusya aralarına Hindistan ve İran’ı da alarak birlikte hareket etmek için sürekli bir araya geliyorlar. Kurulacak yeni dünya topoğrafyasında neleri yapabileceklerini tartışıyorlar. Bu tartışmanın meyvesi ne olur ileriki günlerde göreceğiz. Batı Avrupa her ne kadar tek başına hareket edelim diyorsa da Rusya olmadan mini batı paktın sürdürülemeyeceği kanaatindeler. ABD ise Almanya ve Fransa ile Rusya’nın iş birliğini kesmeyi ve Batı Avrupa’ya karşı dengeleyici durumda olmayı, Avrupa’nın tamamına ABD hegemonyasını kabul ettirmeyi hedeflemekte. Bu sefer ne kadarını başarır şimdilik kestirmek zor çünkü ikinci Dünya Savaşı sonrası koşullar yoktur. Bu gün apayrı bir dünya vardır. Günümüz dünyasında herkes de hem para var, hem yetişmiş insan gücü var. Her şey olmasa da birçok araç-gereç üretebilecek bilgi ve teknolojiye sahip olması an meselesidir.

O halde geriye tek bir şey kalıyor daha önce hazırladıkları uzay savaşları ve herkesin sahip olamayacağı savaş silahları ile(uzayda) yıldızlar savaşını başlatmak ve her şeyi bu sisteme göre hazırlamak. Ancak bu işi iki kutuplu bir güç ile yapma şansı zor görünüyor. Çok kutuplu iş birliğine ihtiyaç olacağa benziyor, başkada şansları yok gibi.

Dünyada bütün bunlar yaşanırken ülkemizde neler yaşanıyor bir bakalım… Enflasyon başını almış bilinmeze doğru hızla ilerliyor. Maliye Bakanı 2022 yılı için sabredin diyor. Cumhurbaşkanının ifade ettiği kadarıyla döviz-faiz paritesinde Türk Lirası yerlerde sürünüyor. Yurttaşların alım gücü alabildiğine geriledi. Sayısını tam olarak bilmediğimiz topraklarımızda yaşayan ve lokmalarımıza ortak olan sığınmacılar ne olacak? Hiç birimiz tam olarak bilmiyor. Helal hoş olsun ancak lokmalarımızı paylaştığımız için bizler giderek fakirleşiyoruz. Tabi bu kadarıyla bitmiyor. Her şeyi özelleştirdiğimiz için ülke çapında gelirimiz oldukça azalmış bir vaziyette. Sanayi üretimi için ithal ettiğimiz malların fiyatı artıyor. İhracat artsa da ithalat daha çok artıyor, ülkenin sanayicisi daha az kazınıyor. Hatta kazanmıyor. Eğitim ise çağın ihtiyacına göre verilemiyor. Televizyonların ana haber bültenlerinden duyduğumuz göre Avrupa Birliği’ne girmek de artık hayal oldu.

İthalata dayalı tarım ürünlerine devam edersek, hayvancılığın da çok kısa zaman içerisinde öleceği kanaatindeyim. Et-süt bulamayacağımız günler yakın gibi görünüyor. Milli mücadele savaşı veren kadro daha cumhuriyet ilan edilmeden önce İzmir İktisat kongresini toplamış, tam 16 gün tartışma sürmüş, kuracakları devleti nasıl yöneteceklerini ve üretimi nasıl artıracaklarını tartışmışlar. Ortak akılla hareket ederek hiçbir olumsuz durum yaşamak istememişler. Bugün ise hükümet muhalefetle hiçbir şeyi paylaşmıyor. Olan ülkeye ve ülke insanına oluyor

Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten kadroların, kurulacak yeni dünya düzeninin neresinde, nasıl yerini alacağı hakkında bir çalışması var mı, varsa nelerdir? Biz yurttaşları bilgilendirmesi gerek. Bu bizim en tabii hakkımızdır.

Saygılarımla.

YORUM YAZ