UKRAYNA-RUS SAVAŞI…

Rus -Ukrayna Savaşı, Batılı devletlerin yanı başında ABD-Rusya savaşına dönüşmüş durumda. Her şeyden önce savaşların hiçbir haklı gerekçesi olamaz ancak hiçbir savaş durup dururken de çıkmaz. Bin bir sebebi vardır.

Sovyetlerin dağılmasından sonra ABD, Ukrayna üzerinde egemenlik kurmak ve doğuya doğru genişlemek, Karadeniz’e hakim olma arzusunu bilmeyen yok! Çünkü Montrö Sözleşmesi Karadeniz’e sınırı olmayan devletlere izin vermiyor. Türk boğazlarından geçseler bile sınırlı sayıda gün, Karadeniz’de kalacaklarını ve savaş için hiçbir şekilde mühimmat taşımayacaklarını biliyorlar. ABD Ukrayna da üs kurar ve meşrulaştırırsa Azak Denizi üzerinden Karadeniz’e girme ve dolaşım hakkı elde edecekti. Ayrıca tek sebep bu da değil. ABD ve AB - SSCB dağılmasından sonra Ukrayna’da birçok biyolojik ve kimyasal silah geliştirme tesisi kurdukları ya da kurmak istedikleri gelen haberler arasında ancak hiç kimse bunlardan söz etmiyor.

Ayrıca Ukrayna vatandaşı olan Rus kökenli halka zulüm etmeye başlamışlardı. Rusya, yirmi yıldan beri defalarca ikaz etmesine rağmen dinlemediler. Rusya’nın bütün bunları alt alta koyarak kendini koruma refleksi ile müdahale etmek zorunda kaldığı görünüyor.  Sonuç, savaş başlayınca bağırmaya ve insan haklarından söz etmeye başladılar. Ukrayna Devlet Başkanı, ABD ve AB tarafından yalnız bırakıldığını anladı. Artık NATO’ya girmek hayal oldu demeye başladı. Bu sözleri duyan Rusya, beş maddelik bir plan sundu, kabul edilir ya da edilmez henüz belli değil. İyi güzel de batının her zaman yarı yolda bırakacaklarını bilmen gerekirdi! Dünyayı okuman gerekirdi.

Zelenski’ye akıl verecek değiliz ancak Avrupalılar 150 yıldır Müslüman coğrafyasında kan ve gözyaşını dindirmediler. Üstelik hiçbir sebep yokken 1993 yılından beri ‘kimyasal silah var’ diye başta Irak olmak üzere Ortadoğu coğrafyasını rahat bırakmadılar. Kendileri bile böyle bir silahın olmadığını itiraf etti. Sıra yanıbaşınıza geldiği zaman mı aklınız başınıza geldi! Bu saatten sonra bağırmak da neyin nesi... Sesinizi yükseltmeyin efendiler, rüzgar eken fırtına biçer...

Söz konusu Müslüman toprakları olunca dünyadaki egemen güçler hiç vakit kayıp etmeden hepsi birlikte bu devletlerin zengin topraklarına çöküyor. Var olan zenginliklerini iliklerine kadar sömürmek için ellerinden geleni ardına koymuyorlar. Bu konuda aralarında hiç kavga etmiyorlar. Söz konusu Rusya-Ukrayna olunca neden bu kadar gürültü-patırtı çıkarıyorlar? Demek ki hepiniz suçta ortaksınız da ondan...

ABD ne derse AB’de de kuyruğuna takılıyor, aynısı yapıyor ya da yapmaya çalışıyor. Bir de Rusya’ya karşı yaptırım uygulama kararı var. Diğer ülkeler de bu davranışı destekler görünüyor.  Net tavırlı değiller. Çünkü enerjide Rusya’ya bağımlıdırlar. Hal böyle olunca İran’a yönelik yaptırımların olduğu dönemdeki gibi Avrupa devletlerinin tamamı kapalı kapılar arkasında Rus enerjisini satın almak için gizli gizli görüşmeler yapıyor.

Soğuk savaş dönemi daha bitmediği gibi Rusya- Ukrayna savaşı, Rusya -ABD arasında savaşa dönüşmüş, her iki tarafın da dünyanın birçok yerinde topladıkları paralı askerleri savaşın sıcak bölgesine, cephelere taşımaları ve savaştırmalarından hiç kimse söz etmiyor. Sadece haber olarak geçiliyor. Ne oluyorsa Ukrayna’da yaşayan toprağına bağlı sivil halka oluyor. Yerinden, yurdundan kopuyor, başka diyarlarda yaşamak zorunda kalıyor. Acıyı her daim toprağına bağlı halk yaşıyor. Kısaca bir durum tespiti yapmaya çalıştık. Saygılarımla.