YEREL

ŞİDDETE, VAHŞETE HAYIR DEMENİN TAM ZAMANI!

08.03.2022 - Salı 20:31

Aslında söylenecek, yorumlanacak o kadar çok mevzu var ki kadınlar üzerine fakat biz hep 8 Mart’ı bekliyor, birkaç mesaj veriyor, daha sonra kaldığımız yerden hayatımıza devam ediyoruz.

Aslında, “balık baştan kokar,” diye bir atasözü vardır ya, belki de bütün sorun en baştadır. Toplumumuzun bir türlü vazgeçmediği ataerkillik düzen...

Güçlü erkek, güçsüz kadın…

Kadın neye göre güçsüz? Erkek neye göre güçlü?  Fiziksel güç mü belirler güçlü ya da güçsüzü? Hayır efendim, güç kafada biter, fikirlerde biter. Bir kadının gücünü koskoca bir çuvalı kaldırmakla ölçen bu ataerkil zihniyet karşısında kadınlar maalesef güçsüzdür!

Toplumumuzun bakış açısı ve değerleri karşısında erkekler dünyaya geldikleri andan itibaren bir sıfır önde başlar hayata. Peki, erkekleri dünyaya getirip yetiştiren kim, yine bir kadın… Ama baskı var ya o baskı, anne ne yapsın?.. Erkek çocuk evin hâkimidir, soyun devamıdır. Kız çocuk bir gün göçüp gidecektir baba kapısından. Bitmeyen gelenekler ve düşünceler… İşte tüm bunlar aslında eğitime önem verildikçe, bilinçli ebeveynler olundukça bitecek. Kadının kimsenin malı olmadığı, kendi başına bir birey olduğu, ebeveynlerin çocukları yetiştirmesiyle değişecek… Belki o zaman ataerkil diye övündüğümüz toplumdan kurtulacağız.

“Ben anamdan, babamdan böyle gördüm,” lafı artık son bulmalı, bilimsel eğilimler içinde çocuklar eğitilmeli. Ben tüm sorunların bağnaz, saçma sapan hurafelerimizden, vazgeçemediğimiz kültürlerimizden, eğitimden kaçan zihniyetten, yanlış çocuk yetiştirme eğilimlerinden kaynakladığı kanısındayım. Bir çocuk gözlerini dünyaya açtığı andan itibaren okul çağına kadar anne babanın aynası gibidir, ne verirseniz onu yansıtır, daha sonra öğretmenler, kitaplarla şekillenmeye başlar.

“O, erkektir, istediği zaman dışarıya çıkar,”… “Sen kızsın, evi toplamaya yardım edeceksin, abin ya da kardeşin erkek, ne işi var ev işlerinde,”… “Sen kızsın, otur oturduğun yerde,”… “Abine saygı göster, abindir her şeye karışır, abindir seni korur,”… “Kız dediğin gülmez, kız dediğin edepli yürür, edepli konuşur, edepli oturup kalkar”… “Ah, oğlum erkek oldu, sevgilisi var!” diye böbürlenirken, “Kız, bir erkekle konuşursan bacaklarını kırarım,” diye, konuşan aileler ta o zaman erkek kız ayrımına sebep verir ve çocuklar o şekilde cinsiyetlerini kafalarında kodlarlar bunun sonucunda ise güçsüzlüğü çocukken kızlarımızın zihniyetine yüklemiş oluruz. Aslında gözden kaçırdığımız şey başlı başına aile kültürlerimizin geçmişten bu güne kadar değişmeden gelmesi. Bugün en eğitimli dediğimiz kişiler dahi aynı hatayı yaparken, hani eğitim bu sorunları giderecekti diyenler mutlaka olacaktır. Eğitim sadece ders kitaplarına boğulmak değildir hâlbuki eğitim ve öğretim aynı anda yol almalıdır. Bir şekilde hayatın müşterek olduğunu, cinsiyetle ayrışmadığını öğretmeliyiz çocuklarımıza, onları hayata hazırlarken gücün kaba kuvvet olmadığını ve yaşam içindeki haklarını, düşünce ve ifade özgürlüğünü öğretmeliyiz. Sindirme yöntemlerinden uzak yol almalıyız, özgüveni yüksek bireyler olarak büyümelerini sağlamalıyız.

Bu özgüvenle dimdik durabilen çocuklar anlayacaktır kadının gücünü…

Çünkü kadınlar bir özgür bırakılsa dünyayı çiçek tarhlarına dönüştürür, kadınlara imkân verilse dünyada savaş yerine barış olur. Kadınlar ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. Sevmeyi, sevilmeyi öğretir çevresine… Kadın aslında gücün simgesidir, dayanmanın, direnmenin, en zor şartlarda dahi pes etmemenin örneğidir. Tarihimize baktığımızda kadınların istediği vakit nasıl da direndiğini görürüz. Vatanı için canını siper eden, cephelerde aç susuz cephane taşıyan o kadınlar da güçlüydü, fizyolojik veya psikolojik her açıdan güçlüydü. Günümüz kadınlarının da o güçlü analarımızdan bir farkı yok oysaki…

Atamızın sözünü unutmayalım ki, “Dünya'da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez…” kadınların her durumda, her şartta güçlü, korkusuz olduğunu bilelim... Dünde öyleydi, bugünde öyle… Yeter ki erkek hegemonyası zihniyetinden kurtulsun bu toplum!

Şiddete, vahşete hayır demenin tam zamanı!

Kadın namus değildir erkek de bu namusun bekçisi değildir!!!…

8 Mart tüm emeği karşısında hak iddia edenlere karşı mücadele veren, haklarına yönelen saldırıların önüne geçmek isteyen tüm emekçi kadınların günüdür lakin emekçi kadınlar günü derken aslında tüm kadınlar emekçidir. Nasıl ki işe giden bir kadın emekçiyse evinde durup didinen kadında bir o kadar emekçidir.

O halde ne diyoruz, dünyanın çiçekleri olan tüm kadınların, kadınlar günü Kutlu Olsun…

Sevgilerimle;

 

YORUM YAZ