YEREL

İNSANİ DEĞERLERİ YÜKSEK BİR NESİL YETİŞİYOR

21.02.2021 - Pazar 11:35

Öncelikle Ülkü Ocakları bir siyasi parti değil, eğitim ve kültür vakfıdır ve Milliyetçi Hareket Partisi ile aynı safhada olsa da bir o kadarda bağımsızdır. Çünkü ocağa gelen genç kardeşlerimizin ülkemizdeki yönetim hangi siyasi partinin elinde olursa olsun devlet sektörü ya da askeri alanlarda görev yapması söz konusu olduğunda engel teşkil edeceği için herhangi bir kayıt işlemi uygulanmaz. O zaman neden var diyeceksiniz? Ülkü Ocakları kuruluş amacında ve adında da olduğu gibi "Eğitim ve Kültür " vakfıdır.

Önce eğitimden bahsetmek isterim. Ülkü Ocaklarına gelen her birey başta ideoloji sahibi olurlar ve kendi görüşümle doğru ideolojiye adım atmışlardır. Ve bu da genç kardeşlerimi toplumdaki bireylerden bir adım öne atacak ve hayatının her alanında avantaj sağlayacaktır. Çünkü bir ideolojiye özellikle de doğru bir ideolojiye sahip kişiler kendilerinde ayrı bir varoluş amacı yaratırlar ve amaçları uğruna kendilerini eğitirler. Çünkü bilirler ki ondan öncekiler bu amaç uğruna sosyal aktivitelerinden,  eğlencelerinden, aileleri ile geçirdikleri zamandan hatta ve hatta çok ileri gidip yaşamlarından dahi vazgeçmişlerdir. Çünkü bizim ideolojimiz Türk-İslam davasıdır. Başbuğumuzun da dediği gibi İslamiyet ruhumuz Türklük bedenimizdir ruhsuz beden ceset olur. Bu deyişle Ülkü Ocakları’na mensup gençler dünyaya bir sınava tabi tutulmak için geldiklerini, en büyük rehberlerinin Kur'an-ı Kerim, örnek alacakları kişilerin ise ataları olduğunu bilirler. Ülkü Ocakları’nda öğrendikleri bu kutsal ve önemli bilgiye dayanarak sınavda oldukları dünyada Türklüğe hizmet etmekten daha üstün ve ebedî bir davanın olmadığını akıllarına kazırlar. İşte bu yüzden en ileriye gidip canlarını dahi vermeye hazır olurlar.

Bir başka yönden bakıldığında günümüzdeki geçim koşullarının zor olması sebebiyle doğal olarak gerekli vakitleri olmadığından ebeveynlerimiz çocuklarına toplumda oturmuş kurallar dışında gelenek görenek, örf ve adetlerimizi tam olarak öğretememektedirler. Ülkü Ocakları tamda bu noktada devreye girmektedir. Daha ocağa girdikleri ilk anda sorumlu kişi tarafından ocak adabı tekrar tekrar anlatılır. İsmi ocak adabı olan bu kuralların dışarıda da aynı şekilde uygulanması istenir çünkü cümleye girerken bahsettiğim gibi aslında bu kurallar örf ve adetlerimizin temelleridir. Örnek vermek gerekirse parkta, kafede ya da okulda bir arkadaşımız selam vermek ya da buluşmak üzere yanımıza geldiğinde ayağa kalkarız. Bu davranışımız onun gelişinin bizim için kıymetli oluşunu ve ona saygı gösterdiğimizi temsil eder, aynı kural büyüklerimiz içinde geçerlidir. Büyüklerimizin karşısında ayak ayaküstüne atmayız, karşılarında sigara içmeyiz, tespih sallamayız, argo kelimeler kullanmayız, fazla yer yoksa onlara yerimizi veririz. Bu büyüklerimizin yaşlarına ve hayat tecrübelerine, bize verdikleri kıymetin büyüklük görevlerinin tarafımızca karşılığındaki hak ettiği saygının bir göstergesi olduğu gibi kıymetli bizim için olduklarının da bir sembolüdür. Mesela sofra kültürü Ülkü Ocaklı gençler için çok önemlidir. Sofraya büyüklerinden önce oturmaz ve yemeğe başlamazlar, yemeğe besleme ile başlar şükür ile bitirirler, sofrada suları bittiğinde önce büyüklerine teklif edip sonra kendilerine doldururlar. Evde bir misafir var ise Ülkü Ocaklı gençler karınları doysa dahi misafirin yemeği bitmeden sofradan kalkmazlar. Ev dışında ocaktaki sofrada yemek her ne kadar olursa olsun arkadaşlarıyla paylaşırlar, yemek yedikleri yeri temizler ve hiçbir nimeti israf etmezler.

Ülkü Ocaklı gençler yolda yürürken de farklıdırlar. Dik ve kendinden emin yürüyüşlerini atalarından örnek almışlardır. Ellerindeki çöpü çevreye atmazlar, yolda yürürken bir yaşlı gördüklerinde gerek karşıdan karşıya geçmek üzere gerek ellerinde poşet varsa yardımda bulunurlar. Yerde ekmek görürlerse kaldırmadan oradan geçmezler ya da yoldaki bir işçiyi veya esnafı çalışırken gördüklerinde mutlaka kolay gelsin derler. Yolda tanıdık bir büyüklerini gördüklerinde ellerini öperek onları selamlayıp hal hatır sorarlar.

Ülkü Ocakları’na girdiğimiz andan itibaren öğrendiklerimiz bizi gelecekteki iş, aile ve toplum hayatına hazırlar. Bu bahsettiğim özellikler gençlere öğretilen Türklük şuurunun, İslamiyet’in, görgü kurallarının, tarih bilincinin, doğa ve hayvan sevgisinin, yardımseverliğin, disiplinin, güzel ahlâkın, vatan sevgisinin, cömertliğin, dürüstlüğün, sporun, sanatın, edebiyatın, hiyerarşinin, meslek hayatının ve daha birçok güzel şeyin yalnızca bir kısmıdır. Yarım asırlık köklü ve kutsal tarihimizde olduğu gibi Ülkü Ocakları her zaman gençlere doğru yolu göstermeye yılmadan, yıkılmadan devam edecektir. Unutmayın ki bu bir bayrak yarışıdır, atalarımızdan aldık ve son nefesimize kadar taşıyıp gelecekteki nesillere teslim edeceğiz. Bir kez daha diyoruz ki Ülkü Ocakları Türk milletinin 57. alayıdır.

Emre BİLGİN

YORUM YAZ
1 YORUM
  • Ece Nur dedi ki:

    Çok güzel bir yazı. Yazar arkadaşı tebrik ediyorum.

    Ülkü Ocakları Türk Milletinin 57. Alayıdır!